Perşembe, Ağustos 17, 2006

son saatler

En son makyaj yapışım üzerinden sanırım on günden fazla geçti ?oha lan nasıl da hızlı geçiyor be günler!-

Ay şimdi sen fondötendi, kapatıcıydı falan sanarsın hemen. Yok be yok, göze kalem (alta değil, azıcık üste), hafif koyu gri üstü belki biraz bordo far, şıkır şıkır parlamayayım diye pudra ve ta taaam süslü szn imiz hazır!

Evet, gereksiz özel hayat detaylarını meraklı melahat görünmez hedef kitlesiyle paylaştıktan hemen sonra, dün cereyan eden, en son 13 yaşlarındayken bulaştığım ilginç aktiviteyi size takdim etmek istiyorum: Kardeşin biz yüzerken iskeleden denize uçan terlik tekinin peşinde bikinili halimizle parmaklıklar aşıp kayalıklara tırmanıp türlü organik/inorganik atıklar üzerinde ilerleyerek bizim dağlık yazlık beldemizin güzide kıyılarında umut dolu bir arayışa sürüklendik. Parmak arası terliklerimizle yaptığımız hiking in sonucu hüsrandı ama kendimi ?Macera dolu Amerika? şarkısının herkesin dilinde olduğu dönemlerde peşime taktığım kızlarla oradan oraya atlayıp zıprlarken gördüm yine.

Burada ufak ot düşelim: Genellikle geçmiş anılarım, hele de yazlıkta vuku bulmuşsa olanlar, utanılacak, sıkıl(ın)acak, mümkünse bir daha uzun süre hatırlanmaması gerekecek salaklıklarla doludur. Bu açıdan ilk kez gülerek ve ?olm var yaa...?larla süslenerek anlatılıp tekrar yaşatıldılar. Burada bahsi geçmese olmazdı yani. (Dün tam yayınlayacakken silindi de, ben azimle yine yazdım, süperim!)

Tüm bunların dışında saat yine 2, ben yine iş güç zavallısı halimle ekrana uykulu/kahveli gözlerle bakmaya çalışıyorum ve evet bildiniz, gözlerim seğirmeye yeltenmekte. Kim derdi ki yazlık ortamlarda laptop karşısında usun sabahlarda kahveli/panik ataklı günler geçireceğimi? Yani geçen sene bunları diyen olsa, gülmekle kalmaz, pataklardım da. Yanımda getirdiğim onca kitap okunmadan kaldı haaa, ben yetişmesi gereken işleri umursamadan sabaha karşı 3te filme başladım haaaa, ertesi gün gelecek cici misafire rağmen son saatlerimi havuçlu-cevizli kek ve mozaik pasta yaparak geçirip şu anda teslim aşamasına gelmesi gerken işleri yine savsadım haaa! Yok artık, çüş deve! ?pardon, pardon!-

Asıl ironik olan bir yandan da zaman yönetimi ve hızlı okuma eğitimi alıyor olmam internet üzerinden. Kafaya inen balyozların haddi hesabı yok. Çok şükür yapmamak gereken her şeyi ve amacıma ulaştıracak her tekniği biliyorum da, çok güzel duruyorum yahu.

--------

Rüyalarda garip hesaplaşmalar var. Niye, neye unutalı yıllar olmuş kırgınlıklar, her uyanışta bilinçaltı seviyesinde kusuşlar eşliğinde bilincime taşınıyorlar. Sanırım bu sabah 7ye uzanan geceler sonlanmalı ve düzgün düzenli mümkünse radyasyondan uzak doğaya yakın daha bir tatilimsi/dinlencemsi hallere geçilmeli. Final bıkkını, kahve kuskunu szn e böylesi geri dönüşler, simüle hayatlar yakışıyor mu hiç?!

---------

Bir Ankara meleği, aileden/anneden can yoldaşı Dubai? ye gidiyor iyi mi!? Uzaktaki bir çatlağın dediği gibi benimle tanışan hrkes yurtdışına kaçıyor yahu :P Bir de ?Ay Şubat tatilinde bekleriz? türü sanki iki sokak ötedeki evine çağırıyormuş gibi kmlerce ötedeki yabancı kültürlere davet edişler çok tuhaf geliyor be. Yani hayatımda iki kez yurtdışına çıkmış ve ikisinde de aynı şehre gitmiş bir insanım. Ağır olun, şoka sokmayın adamı.

Bitti...

1 yorum:

minikstar dedi ki...

ikinci paragrafı üstüme aldım :)