Perşembe, Kasım 03, 2005

istanbul ve ben

geldim işte, aylar sonra yeniden.
iyi geldi.
öyle kısa ve öz ki.

sanırım bu yüzden pek yazamıyorum artık. zihinsel dünyamda büyük yaratımlar yok. sadelik ve hayat dolu. devamlı bir sahne oyunu. içe dönüşler pek az ve anlık.

ama kocaman zıplayışlara dadandım sanma ya da yine ruhumun geriden koşturduğunu. bir birliktelik ve denge hali bu. ufak iniş - çıkışlar ve sabit ilerleyiş. yol çizmeden, amaç koymadan.

aklımda takılı kalmış herkesi gördüm, duydum. istanbul un sesini dinledim sonra. ani hafifliğimin sebebini anladım. tüm pisliği buraya yığmışım. tahmin ediyordum ama elle tutulur olacağını sanmazdım. kaskatı küçük bir top, dokununca zıplayan. zıpladığı için tam yakalanamayan ve tam aktive olamayan. potansiyel bir kara nokta içimde. temizlemeye kalktıkça derinleşen. 2005 yarası, yeni yeni kabuk bağlayan. üfleyince uçacak gibi görünüp eline, yüzüne yapışan.

az kaldı, "uçamaya".

Hiç yorum yok: