Cuma, Eylül 16, 2005

ankara da güya son gün

geldiğimden beri ilk kez geri dönüyorum. aslında tatil köyünde zıpırlığa gelmiş gibiydim iki haftadır. ne tesadüftür ki derslerin, ödevlerin başlamasına denk geldi bu geri dönüş. ki artık "geri" kavramı ankara' yı betimlemekte kullanılmalı. bilet fiyatları ve hocaların ödev-sınav manyaklığı pek aksine izin vermeyecek gibi.
küçücük bir aralıkta söylemek istedikerimi sıkıştırırken fark ettim ki aslında benim söyleyecek sözüm kalmamış pek. öyle garip bir zaman boyutu ki burada yaşanan, iç hesaplaşmaların, monologların yeri değil. öyle bir hayat akıyor ki burada. hem yavaş, hem hızlı. seni öyle içine çekip kendine tutsak ediyor ki, kim olduğunu, nereye gittiğini, ne yaptığını sorma gereği bile duymuyorsun. kendiliğinden bir düzen kuruyor ve itiraz etmeye ihtiyaç hissetmiyorsun. içinde kir, pas birikmiyor hiç. ya da bir durup düşüneyim molaları talep etmiyorsun. olduğu haliyle, olacağı gibi kalsın bana uyar diyorsun. güzel burası, her gün biraz daha alışıp biraz daha yerleşirken de daha çok evleşiyor. ve ben kendimi teslim alınmış değil, ele geçirmiş hissediyorum. :)
yei yüzler var sağda solda ve yeni sokaklar. çok gezgin bir yazın ardından eve dönüş beklerken ben, tatilim uzamış gibi. bir yandan da taşınmış, yeni evime alışmaya çalışır gibi. idare etmekten çok bir şükretme söz konusu. ama bir yandan telefonlara, sanal ortamlara, iki satırlık cep mesajlarına sıkışan sevgilerin derdi var burada. böyle yeniyken her şey çok dikkat çekmiyor, ama ya eskiye özlemlere sığınmaya kalkışırsam her zorlukta, içim çok acımaz mı o zaman dedirtiyor. çözeceğiz hepsini birer birer. hele şu topluluklar, spor aktiviteleri de başlasın, o zaman aynaya bakmaya bile zamanım olmayacak zaten. :)
kızıl kıvırcık ım duruyor orada bir yerde, belki en şekerli uykusunda, belki iş bitirme telaşında. nefes alırken bile içime doluyor bazen, önümde, yanımda yürüyüveriyor. bazen ona gösterip gülüyorum garip deneyimleri. bazen işte bak buldum yine bir deli diyorum birilerinin arkasından ona işaret edip. yeni birleştik, hemen ayrılıyoruz sanki. ama olsun, zaman-mekan sınırlı değil bizim sevgimiz. sanki sırf bunu kanıtlamak için oraya, buraya gideceğiz.